26 Ağustos Salı 2025
Ana SayfaİtalyaRomaNavona Meydanı

Navona Meydanı

Roma’nın kalbinde, tarih ve canlılığın buluştuğu Navona Meydanı’na hoş geldiniz 🌟 Burası sadece taş döşeli bir meydan değil; her köşe başı ayrı bir hikâye, her adımda farklı bir sürpriz barındırıyor 💦

Meydanın ortasında şırıltılarıyla sizi karşılayan Neptün Çeşmesi ve zarif figürleriyle Dört Nehir Çeşmesi, Roma’nın sanat dolu ruhunu adeta fısıldıyor. Meydanın kenarlarında, tarihi atmosferiyle sizi içine çeken Moro Çeşmesi ve Acı Çeken Aziz Agnes Kilisesi, Roma’nın sadece görsel değil, ruhsal bir deneyim sunduğunu hissettiriyor ✨

Dar sokaklara göz attığınızda ise şehrin gizli mizahını keşfedebilirsiniz; Pasquino’nun taş yüzünde yüzyıllardır dile getirilen esprili mesajlar, Roma’nın yaşayan tarihine küçük bir pencere açıyor 😏 Ve elbette, antik çağın ihtişamını hissettiren Domitian Stadyumu, barok dokusuyla büyüleyen Santa Maria della Pace Kilisesi, Navona Meydanı’nı gezi listenizde öne çıkaran noktalar arasında yer alıyor.

Burada her adım, Roma’nın tarihini, sanatını ve canlı sokak atmosferini hissetmenizi sağlıyor 🎭☕ Rengarenk kafelerde bir espresso yudumlayabilir, çeşmelerin melodisi eşliğinde meydanın keyfini çıkarabilir ve fotoğraf makinelerinizi hazırlayabilirsiniz 📸 Navona Meydanı, Roma’yı keşfetmeye başlamak için en enerjik ve büyüleyici başlangıç noktası ✨

Powered by GetYourGuide

Meydanın Tarihi

Navona Meydanı, Roma’nın en ünlü meydanlarından biridir ve aslında bir antik Roma stadyumu olan Stadio di Domiziano üzerine kurulmuştur. M.Ö. 1. yüzyılda İmparator Domitian tarafından yaptırılan bu stadyum, başlangıçta atletik müsabakalar ve halk gösterileri için kullanılıyordu. Meydanın uzun ve dar şekli, işte bu eski stadyumun planından gelmektedir.

Barok dönemde, özellikle 17. yüzyılda Papalık döneminde meydan bugünkü canlı ve sanatsal görünümüne kavuştu. Bu dönemde Bernini, Borromini gibi ünlü sanatçılar, meydandaki çeşmeler ve çevredeki yapılar üzerinde çalıştı. Özellikle Dört Nehir Çeşmesi (Fontana dei Quattro Fiumi), Bernini’nin başyapıtlarından biri olarak meydanın simgesi hâline geldi.

Günümüzde Navona Meydanı, hem Roma’nın tarihi dokusunu hem de sokak kültürünü bir arada sunan, turistlerin ve Romalıların buluşma noktası hâline gelmiş canlı bir merkezdir 🌟

Görülmesi Gerekilen Yerler

Navona Meydanı’nı özel kılan şey sadece tarihi atmosferi değil, meydanı süsleyen birbirinden etkileyici yapılar ve eserlerdir ✨ Burada dolaşırken karşınıza çıkan her çeşme, her heykel ve her kilise adeta Roma’nın geçmişten bugüne uzanan hikâyesini anlatır. İster sanatın inceliklerini keşfetmek isteyin, ister şehrin ruhunu anlamak; Navona Meydanı’ndaki bu duraklar Roma gezinizin en unutulmaz anlarına sahne olacak 🌟

Görülmesi Gerekilen Yerler Listesi

  1. Neptün Çeşmesi
  2. Dört Nehir Çeşmesi
  3. Moro Çeşmesi
  4. Acı Çeken Aziz Agnes Kilisesi
  5. Pasquino
  6. Domitian Stadyumu
  7. Sanda Maria della Pace Kilisesi
  8. Melek Kütüphanesi

1 Neptün Çeşmesi (Fontana del Nettuno)

Tarihi:
Neptün Çeşmesi, Navona Meydanı’nın kuzey ucunda yer alır. İlk olarak 16. yüzyılda, 1574 yılında Giacomo della Porta tarafından yapılmıştır. Ancak uzun bir süre boyunca çeşme süslemelerden yoksun, sade bir havuz görünümünde kalmıştır. Bugünkü heykelsi ihtişamını ise 19. yüzyılda kazanmıştır. Antonio Della Bitta’nın yaptığı “Neptün’ün deniz canavarına saldırışı” heykeli ve Gregorio Zappalà’nın eklediği deniz kızları, atlar ve deniz yaratıkları çeşmeye hareket katmıştır.

Nelere Dikkat Edilmeli:
Çeşmeye dikkatlice bakıldığında, güçlü figürüyle Neptün’ün üç dişli mızrağıyla dev bir deniz canavarına saldırdığı sahne görülür. Etrafında ise masalsı bir şekilde işlenmiş deniz kızları, atlar ve mitolojik yaratıklar yer alır. Bu detaylar, Rönesans’ın ardından Barok ve 19. yüzyılın romantik heykel anlayışını bir araya getiriyor. Özellikle suyun içinde yansıyan heykel figürleri, fotoğraf için eşsiz kareler sunuyor 📸

Neden Görülmeli:
Neptün Çeşmesi, Roma’nın antik mitolojiyi günlük yaşamla nasıl buluşturduğunu en iyi yansıtan eserlerden biridir. Deniz tanrısı Neptün’ün gücünü ve görkemini anlatırken, çevresindeki figürlerle birlikte tam bir görsel şölen sunar. Navona Meydanı’nın kalabalığı içinde soluklanırken hem sanatı hem de mitolojik hikâyeyi aynı anda deneyimleyebileceğiniz bu eser, meydandaki ilk durağınız için mükemmel bir başlangıç noktasıdır ✨

2 Dört Nehir Çeşmesi (Fontana dei Quattro Fiumi)

Tarihi:
Navona Meydanı’nın tam ortasında tüm ihtişamıyla yükselen Dört Nehir Çeşmesi, 1651 yılında ünlü Barok sanatçı Gian Lorenzo Bernini tarafından yapılmıştır. Papa X. Innocent’in siparişiyle inşa edilen bu eser, Barok sanatın Roma’daki en göz alıcı örneklerinden biridir. Çeşme, aynı zamanda Papa’nın gücünü ve Katolik kilisesinin evrenselliğini simgeleyen bir politik mesaj da taşır.

Nelere Dikkat Edilmeli:
Çeşmede dört büyük heykel göze çarpar; bunlar, o dönem bilinen dört kıtanın en büyük nehirlerini temsil eder:

  • Nil Nehri (Afrika): Yüzü örtülü şekilde betimlenmiştir; çünkü o dönemde Nil’in kaynağı bilinmiyordu.
  • Ganj Nehri (Asya): Kürekle tasvir edilir, çünkü Asya’da ulaşım ve hayat nehirlere bağlıdır.
  • Tuna Nehri (Avrupa): Papa’nın amblemini işaret eden figür, Roma’ya en yakın büyük nehri temsil eder.
  • Rio de la Plata (Amerika): Yanında altın paralarla betimlenmiş, Amerika kıtasının zenginliklerini sembolize eder.

Ortasındaki devasa Obelisk, antik Mısır’dan getirtilmiş olup Roma’nın gücünü antik uygarlıklarla ilişkilendirir. Detaylara dikkat ederseniz heykellerin her biri şaşkınlık, güç, bolluk ve bilinmezlik gibi farklı duygular yansıtır.

Neden Görülmeli:
Dört Nehir Çeşmesi, sadece bir su kaynağı değil, Roma’nın dünyaya bakışını sanatla anlattığı bir manifesto gibidir 🌍 Burada durduğunuzda, sanki dünyanın dört bir yanından gelen kültürler meydanda birleşiyor gibi hissedersiniz. Heykellerin ihtişamı, suyun melodisi ve meydanın kalabalığı arasında, Bernini’nin zamanlar ötesine geçen sanatına tanıklık etmek gerçekten büyüleyici bir deneyimdir. Navona Meydanı’nı görüp de bu çeşmenin önünde vakit geçirmeden ayrılmak, Roma gezisinden eksik bir anıyla dönmek olur ✨

3 Moro Çeşmesi (Fontana del Moro)

Tarihi:
Navona Meydanı’nın güney ucunda yer alan Moro Çeşmesi, 16. yüzyılda Giacomo della Porta tarafından tasarlanmıştır. İlk başta yalnızca basit bir havuz ve dört deniz yaratığından oluşuyordu. 17. yüzyılda ise meydanın diğer eserleri gibi Papa’nın desteğiyle yeniden düzenlendi ve Barok üslubuna kavuştu. En dikkat çekici ekleme ise, Gian Lorenzo Bernini tarafından tasarlanan merkezi figürdür. 19. yüzyılda yapılan restorasyonlarda da bugünkü görünümüne kavuşmuştur.

Nelere Dikkat Edilmeli:
Çeşmenin ortasında, güçlü kas yapısıyla betimlenmiş bir figür göreceksiniz. Bu, elinde balığıyla mücadele eden “Moro” yani “Mağripli” olarak adlandırılan mitolojik bir karakterdir. Etrafında ise dört zarif deniz yaratığı çeşmeden su püskürtür. Figürlerin yüzlerindeki gerginlik ve dinamizm, Barok sanatın hareketli doğasını gözler önüne serer. Çeşmenin adı da buradaki merkeze yerleştirilen bu figürden gelir.

Neden Görülmeli:
Moro Çeşmesi, meydanın diğer ihtişamlı eserlerine göre daha küçük görünebilir ama detaylara dikkat ettiğinizde Roma’nın heykel sanatına bakışını en sade haliyle yansıtır. Güç, mücadele ve denizle iç içe yaşam; hepsi bu küçük ama etkileyici sahnede hayat bulur. Meydanın kalabalığından biraz uzaklaşıp çeşmeye yaklaştığınızda, figürlerin yüzündeki duyguyu okumak size adeta mitolojik bir hikâyenin içindeymişsiniz hissini verir 🎭

4 Acı Çeken Aziz Agnes Kilisesi (Sant’Agnese in Agone)

Tarihi:
Navona Meydanı’nın tam karşısında, Dört Nehir Çeşmesi’ne göz kırpan bu görkemli kilise, 17. yüzyılda Papa X. Innocent’in isteğiyle inşa edilmiştir. Barok mimarinin usta ismi Francesco Borromini’nin imzasını taşıyan yapı, dramatik cephesi ve zarif kubbesiyle meydanın siluetini belirleyen en dikkat çekici yapılardan biridir. Kilise, adını Roma’da genç yaşta şehit edilen Azize Agnes’ten alır. Rivayete göre bu kilise, onun işkence gördüğü yerin tam üzerine inşa edilmiştir.

Nelere Dikkat Edilmeli:
Kilisenin cephesine baktığınızda Barok mimarinin en tipik özelliklerini görebilirsiniz: kıvrımlı hatlar, yukarı doğru yükselen zarif sütunlar ve görkemli kubbe. İçeri girdiğinizde ise altın işlemeler, freskler ve mermer detaylar sizi büyüleyecek. Özellikle Azize Agnes’in şehitlik şapeli, buranın en kutsal noktasıdır. Dışarıdan bakarken ise Bernini’nin Dört Nehir Çeşmesi’ndeki heykellerin, Borromini’nin kilisesine “şaşkınlıkla bakar gibi” tasarlandığına dair popüler bir söylenti vardır 😏

Neden Görülmeli:
Sant’Agnese in Agone, sadece dini bir yapı değil, Barok sanatın meydandaki en güçlü temsilcilerinden biridir. İçinde dolaşırken kutsal bir huzur hissi, dışarıdan baktığınızda ise sanatsal bir ihtişamla karşılaşırsınız. Navona Meydanı’nın tam merkezinde, çeşmelerin ve kalabalığın arasında yükselen bu kilise, meydanın ruhunu tamamlayan bir eser olarak mutlaka görülmeli ✨

5 Pasquino

Tarihi:
Pasquino, Navona Meydanı’nın biraz dışında, dar bir sokak köşesinde duran yıpranmış bir antik heykeldir. 1501 yılında buraya yerleştirildiğinde aslında sıradan bir Roma heykeli gibiydi; fakat kısa sürede halkın sesi haline geldi. Romalılar, dönemin papalarını, yöneticilerini ya da şehirdeki haksızlıkları eleştiren notlarını bu heykelin üzerine asmaya başladılar. Böylece Pasquino, şehrin ilk “konuşan heykeli” unvanını kazandı.

Nelere Dikkat Edilmeli:
Heykelin kendisi oldukça yıpranmış, detayları zor seçilebilen bir figürdür. Antik dönemden kalma olduğu düşünülse de asıl cazibesi estetik güzelliğinde değil, tarihte üstlendiği “sosyal medya” işlevindedir 😏 Günümüzde de zaman zaman Romalılar veya turistler, güncel espriler ve eleştiriler içeren küçük notlar bırakmaya devam ederler. Bu yüzden Pasquino, yaşayan bir gelenek gibi hâlâ şehre mizahi bir nefes aldırır.

Neden Görülmeli:
Roma’yı yalnızca görkemli kiliselerden ve ihtişamlı çeşmelerden ibaret sanmamak için Pasquino’yu görmek şarttır. Çünkü burası, halkın sesiyle şekillenen şehrin özgür ruhunu simgeler. Bu küçük ve yıpranmış heykelin önünde durduğunuzda, yüzyıllar öncesinden bugüne kadar taşınan esprileri, eleştirileri ve gündelik hayatın nabzını hissedersiniz. Roma’yı tanımak sadece sanatını görmek değil, halkın neye güldüğünü, neye kızdığını anlamaktır – Pasquino tam da bu yüzden görülmeli 🎭

6 Domitian Stadyumu (Stadio di Domiziano)

Tarihi:
Meydanın uzun ve oval yapısını fark ettiğinizde aslında bir stadyumun içinde dolaştığınızı bilmek heyecan verici! 🏟️ Domitian Stadyumu, M.S. 1. yüzyılda İmparator Domitian tarafından inşa edildi. Burada gladyatör dövüşleri değil, Yunan tarzı atletizm yarışmaları ve halk eğlenceleri yapılırdı. Yaklaşık 30.000 kişi kapasiteli bu yapı, Roma halkının spor ve gösteriler için toplandığı önemli merkezlerden biriydi. Bugünkü Navona Meydanı, işte bu stadyumun planı üzerine kurulmuştur.

Nelere Dikkat Edilmeli:
Stadyumun büyük kısmı günümüzde görünmüyor olsa da izlerini dikkatle takip edebilirsiniz. Meydanın oval şekli, antik arenanın tam yansımasıdır. Hatta meydanın çevresindeki bazı binaların alt katlarında hâlâ stadyumun kalıntılarına rastlanır. Bugün bu kalıntılar Stadio di Domiziano Arkeolojik Alanı adıyla ziyarete açıktır. Merdivenlerden indiğinizde Roma’nın bugünkü hayatının altında uyuyan antik geçmişle karşılaşırsınız ⏳

Neden Görülmeli:
Domitian Stadyumu, Navona Meydanı’nın ruhunu anlamanın anahtarıdır. Burada durduğunuzda, yüzyıllar önce aynı taşların üzerinde tezahürat eden kalabalıkları, yarışan atletleri hayal edebilirsiniz. Roma’nın “şimdi ve geçmiş” arasındaki köprüsünü hissetmek isteyenler için burası eşsiz bir duraktır. Meydanın sadece Barok eserlerinden değil, antik köklerinden de izler görmek isteyenler için kaçırılmaması gereken bir deneyimdir ✨

7 Santa Maria della Pace Kilisesi

Tarihi:
Navona Meydanı’na çok yakın bir sokakta karşınıza çıkan Santa Maria della Pace, 15. yüzyılın sonlarında Papa IV. Sixtus tarafından yaptırılmıştır. Ancak kilisenin bugünkü görkemli hâlini, 17. yüzyılda Barok mimarinin ustası Pietro da Cortona kazandırmıştır. Adı, “Barışın Meryem Ana’sı” anlamına gelir ve bu isim, Papa’nın Roma’ya barış dileğini yansıtmak için verilmiştir.

Nelere Dikkat Edilmeli:
Kilisenin dış cephesine baktığınızda sizi hemen etkileyen şey, Cortona’nın tasarladığı kavisli Barok girişidir. Roma’daki kiliseler arasında en zarif ve teatral girişlerden birine sahiptir. İçeri girdiğinizde ise gözünüzü tavandan ayıramazsınız: Raphael’in freskleri burada saklı bir hazine gibi sizi bekler 🎨 Özellikle “Sibylles” adlı freski, Rönesans sanatının inceliğini en saf haliyle sunar. Ayrıca kilisenin küçük avlusu, huzurlu atmosferiyle Roma kalabalığından kısa bir kaçış noktası gibidir.

Neden Görülmeli:
Santa Maria della Pace, Roma’nın görkemli bazilikalarından farklı olarak daha samimi ama bir o kadar da büyüleyici bir ruh taşır. Buraya gelmek, hem Raphael’in elinden çıkma eşsiz bir sanatı görmek hem de Barok mimarinin zarif bir örneğini deneyimlemek demektir. Navona’nın hareketli meydanından sadece birkaç adım uzaklıkta, adeta gizlenmiş bir mücevher gibi sizi bekleyen bu kilise, Roma gezinizin sürprizlerinden biri olacak ✨

8 Melek Kütüphanesi (Biblioteca Angelica)

Tarihi:
Navona Meydanı’na birkaç adım mesafedeki Melek Kütüphanesi, 1604 yılında Agostino Angelici tarafından kurulmuştur. Adını da kurucusunun soyadından alır. Avrupa’nın ilk halka açık kütüphanelerinden biri olarak tarihe geçmiştir. Yüzyıllar boyunca rahiplerin, bilginlerin ve sanatçıların uğrak noktası olan kütüphane, Roma’nın entelektüel kalbini yansıtır.

Nelere Dikkat Edilmeli:
Kütüphaneye adım attığınız anda yüksek tavanlı salonları, tavana kadar yükselen ahşap kitap raflarını ve yüzyıllık el yazmalarıyla dolu koridorları görürsünüz. Özellikle 16. ve 17. yüzyıldan kalma nadide el yazmaları ve ilk basım kitaplar, burayı bir zaman yolculuğu mekânına dönüştürüyor ⏳ Sessizliği, rafların arasında dolaşırken kendinizi adeta bir film sahnesindeymiş gibi hissettiriyor.

Neden Görülmeli:
Melek Kütüphanesi, Roma’nın sadece sanat ve mimariden ibaret olmadığını; aynı zamanda bilgi ve kültürün de merkezi olduğunu kanıtlar. Buraya gelmek, taş ve mermerin ötesinde, kâğıt ve mürekkebin büyüsünü hissetmek demektir. Eğer Navona gezinizde biraz huzur bulmak, tarihin kokusunu kitap sayfaları arasında duymak isterseniz, Melek Kütüphanesi kesinlikle görülmesi gereken bir duraktır 📖✨

Çeşmelerden Kitaplara: Navona Meydanı’nda Bir Günün Ardından

Navona Meydanı’nda yaptığımız bu küçük yolculuk, aslında Roma’nın ruhunu keşfetmenin en keyifli yollarından biriydi. Neptün’ün dalgalarıyla savaştığı heykellerden Bernini’nin dört kıtayı tek bir çeşmede buluşturmasına, Pasquino’nun taş yüzünde dile gelen mizahından Melek Kütüphanesi’nin sessiz raflarına kadar her durak bize farklı bir hikâye anlattı.

Roma’yı sadece görkemli bir tarih kitabı gibi okumak değil, aynı zamanda yaşamak gerekir. Navona Meydanı da tam olarak bunu sunuyor: sanat, tarih, mitoloji ve günlük hayatın iç içe geçtiği canlı bir sahne 🎭 Burada attığınız her adımda Roma’yı yeniden keşfedecek, gördüğünüz her ayrıntıda bu şehrin neden “ebedi şehir” olarak anıldığını bir kez daha anlayacaksınız.

Bir dahaki Roma seyahatinizde Navona Meydanı’nı sadece “görülmesi gerekenler” listesine işaretlemeyin; zaman ayırın, çeşmelerin şırıltısını dinleyin, bir kahveyle meydanın tadını çıkarın ve bu taşların arasına sinmiş binlerce yıllık hikâyeleri kendi gözlerinizle keşfedin. Çünkü Roma’da, en güzel anılar çoğu zaman bir meydanın kalabalığında saklıdır ✨

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

EN SON EKLENELER

BAĞLANTIDA KALIN

586BeğenenlerBeğen
5,340TakipçilerTakip Et
3,510AboneAbone Ol